Çaykara Aymeydanı Otel’de Kur’an’dan Hayata Mesajlar konulu bir konferans sunan Prof. Dr. Mehmet Okuyan önemli mesajlar verdi.
Müslümanların en büyük probleminin Kur’an’ı din konusunda temel referans kaynak olarak konumlandırmamak olduğunun altını çizen Okuyan: “Birbirini tekrar eden yanlışlar ‘çoğunluk’ maskesi altında asırlardır sürüp gidiyor. Bir sözün doğruluğunun ölçüsü o sözün geçmişten beri gelmesi ve çoğunlukça kabullenilmiş olması olamaz. Hz. İbrahim tek başına bir ümmetti. Eğer din konusunda bir söz söylenecekse bu Kur’an’dan olmak zorundadır, Kur’an’a dayanmak zorundadır” dedi.
Konuşmasında Hucurat suresi bağlamında gıybet ve iftira konusunu ele alan Okuyan, bir kimsenin yaptığı ama yüzüne söyleyemeyeceğimiz bir şeyi arkasından söylemenin gıybet, yapmadığı bir şeyi yapmış gibi anlatmanın iftira olduğunu bunun da Kur’an’a göre büyük bir günah olduğunu ve maalesef yöremizde yaygın olduğunu, bu hastalıktan kurtulmamız gerektiğini vurguladı. Okuyan, bununla birlikte lakap takma konusunun da yörede yaygın olduğunu ve Kur’an’ın bunu da yasakladığını belirtti.
Sad suresi ilk onbir ayeti bağlamında tevhid inancına ve şirk kavramına vurgu yaptı.
Kendisi ile ilgili sosyal medya ortamında belli çevrelerce yürütülen karalama kampanyasına da değinen Okuyan: “Münafık, kafir, müşrik gibi kavramların Kur’an’da geçiyor ve bazılarınca kolayca bir diğeri için kullanılabiliyor. Halbuki bu kavramlar bir diğerini nitelemek için değil anlamlarını bilerek bu kapsama girmekten korunmak için kullanılmaktadır. Kimin bu kavramların içine girdiğini sadece Allah bilir. Ahirette de herkes tek tek kendi hesabını verecektir. Allah kimseyi kimseye Jandarma olarak görevlendirmemiştir.” Dedi.
Okuyan, hadislere karşı olduğu yönündeki eleştirilere ise “Peygambersiz bir din olur mu? Kur’an’a inanan biri peygamberi nasıl devre dışı bırakır. Kur’an’ı bize getiren ve tebliğ eden Hz peygamber değil mi? Getirdiği kitaba inanan Hz peygamberi nasıl devre dışı bırakır, bu nasıl bir anlayıştır? Fakat Hz peygambere nispet edilen her sözü biz Kur’an’a arz ederiz. Zira Hz peygamber Kur’an’a aykırı bir şey söylemez. Ben kitaplarımda da konuşmalarımda da çokça hadis okurum. Ancak Kur’an’da karşılığı olmayan bir sözü hadis kitaplarında yer alsa dahi okuman ve kitaplarımda kullanmam. Bir sözü değerlendirmek için elimizdeki tek hakem Kur’an’dır” dedi.
Okuyan, konferans sonunda soruları cevaplandırdı. Bu topraklara ve insanımıza bağlılığına da vurgu yapan Okuyan Çaykara’da alanı ile ilgili her türlü hizmete hazır olduğunu da vurguladı.
Edille-i şer’iyye islam alimlerinin de kabullendiği bir durumdur. yani deliller dörttür.
1. Kitap: Kur’an-i Kerîm.
2. Sünnet: Peygamberimizin mübârek sözleri, isle-dikleri ve baskalari tarafindan yapilan islerde o isi tasvip mâhiyetindeki sükûtlaridir.
3. Icmâ-i ümmet: Bir asirda, Ümmet-i Muhammed’in müctehidlerinin bir mesele hakkinda ittifak etmeleridir.
4. Kiyâs-i Fukahâ: Bir hâdisenin kitap, sünnet ve icmâ-i ümmetle sâbit olan hükmünü; ayni illete, ayni sebebe ve ayni hikmete dayandirarak o hâdisenin tam benzerinde de isbat etmekten ibârettir.
yani hocanın “Bir sözü değerlendirmek için elimizdeki tek hakem Kur’an’dır” sözü doğru olmadığı kanaatindeyim.
Allah neslini artırsın hocam, Hizmet budur işte, Hakka hizmet